Malatya'nın Vahap Ağabeyini Anarken
"Yiğit yüzüne övülmez" derler. Ardından rahmet okumak, güzel anmak, yaşayanlara örnek göstermekte bir beis olmamalı. Yaşarken nasıl hepimize örnek olduysa Rahmet-i Rahman'a kavuştuktan sonra da bizlere ilham vermeye, hatırasıyla bizi canlı tutmaya, dünyada iyiliğin hala yenilmediğine inancımızı sağlamlaştırmaya devam ediyor. O Malatya'nın Vahap ağabeyi. Her ne kadar Türkiye'nin bir değeri olsa, hatta dünyaca tanınsa da biz onu Malatyalı Vahap ağabey olarak hatırlamak istiyoruz.
Dünya Orwell'in 1984 romanındaki gibi bir distopyanın içinden geçerken, geleceğe dair ümitlerimiz bir bir sönerken, bugünümüzün üstünde kasvet bulutları gezinirken iyilikten konuşmaya, iyilerden söz etmeye her zamankinden çok ihtiyacımız var. Evet, iyilik hala kaybetmedi ve hala iyiler mücadeleye devam ediyor. Vahap ağabey de o mücadelenin bayrak taşıyıcılarından biriydi. Memleketimizden başlayıp dünyaya uzanan muazzam bir başarı öyküsü. Dünya sathındaki başarısından sonra ülkesine ve şehrine de bir şeyler katmaya çalışan, ömrünün son gününe kadar bu uğurda çaba veren bir Anadolu insanı. Bugün onu anarken yalnızca tanınmış bir iş adamı olarak kendisinden söz etmiyoruz. Hatta bu belki de en son akla gelen özelliğidir. "Yetim babası", "gariban hamisi", güzel insan Vahap Küçük ağabeyimizi hem kendimiz hem de çocuklarımız için örnek bir şahsiyet olarak anıyoruz. Onun hayatı buna değer bir hayattı.
Başta da belirttiğim üzere, dünyada iyilik hala yenilmiş değil. Can çekişiyor olabilir, son nefeslerini veriyor olabilir, acınası durumda olabilir ama hala yenilmedi ve var olmaya devam ediyor. Iyiliği baş tacı etmek de yine bizim elimizde. Vahap ağabeyin civanmertliği bize bu umudu veriyordu. Ahirete intikal ettikten sonra da, daha büyük bir şevkle iyilik yolundaki mücadelemize sarılmalıyız. Onun aziz hatırasını bir kez daha şükranla anarken bıraktığı yerden bayrağı devralan tüm güzel insanları da saygıyla selamlıyorum. Allah ayağınızı taşa değdirmesin, gayretinizi baki kuvvetinizi kavi kılsın.
YORUMLAR