\n\n
Türkiye Genel siyasetinde demokratikleşme hızla normale dönerken aynı şeyleri yerel yönetimler için söz konusu etmek mümkün değil. Aksine, ülke ileri demokrasi adına her adım attığında, yerel unsurlar tam aksi istikamette geri vites atarak tam bir ortaçağ derebeyliğine dönüşüyorlar. Ülkede ki fikir ayrılıklarının temelinde de yatan tam olarak budur.
\n\nDüşünün ki bir ülkede Cumhurbaşkanını, başbakanını, milletvekillerini, muhtarları halkın önüne konan sandıkta yapılan oylamalar belirliyor. Buna rağmen yine de sandıktan çıkıp illa da derebeylik yapacağım diyen dükler, baronlar gibi enteresan tipler karşımızda belirleniyor. Bu hazımsızlığı açıklayacak ne bir söz ne de bir cümle var.
\n\nHalk verdiği oylarla yerel yöneticilere sadece öz güven, bağımsızlık vermiyor, bir de sorumluluk yüklüyor. Sandığı tahta, atılan oyları da kağıt parçası olarak görenlere elbet söylenilecek hiçbir söz yoktur. Ancak, er kişi, sandığın kendisine verdiği sorumlulukları namus olarak görendir. Şimdi, yerel yönetimler de Allah aşkına söyleyin, sandığı namusu olarak gören kaç yönetici, kaç idareci sayabilirsiniz?
\n\nMeselenin özü budur. Kırılma noktası burasıdır.
\n\nBelediye kaynakları, tüyü bitmemiş yetimlerin, vaktiyle memleketi için ayakları nasır bağlamış yaşlıların, yediği ekmeğe, içtiği suya vergi veren fakir fukaranın haklarını içeren bir çıkındır. Bu çıkının içindekileri üzerine hiç kimsenin keyfi tasarruf yapması hiçbir hukukla bağdaşmaz. Ki, çıplak gözlerle tanıklık ettiğimiz harcamalar, yatırımlar, hizmet şekli, hakkaniyet, adalet, tarafsızlık ilkelerine büsbütün aykırılık içermektedir. Bu durumda söylenilecek sözlerin elbette ki şekli ve şemali de değişmektedir.
\n\nDün devlet politikası olarak çöpe atılan ne varsa hepsinin bugün yerel yönetimler tarafından kullandığının altını çizelim. Bu durumda yapılanların bir daha yanlış olduğunu söylemenin ne faydası olacaktır. Dün devletin vazgeçtiği ne varsa bugün belediyelerin yaptığı budur. Çelişkiler de, kördüğümler de burada başlıyor.
\n\nGörünen o ki, Malatya yerel yönetimlerde dünyadaki 55 bin şehir içinde en şansız olanı. Mevcut Başkanların ve yanlarında ki isimlerin, ne teknik ne de bilgi ve birikim olarak şehir yönetiminde ehil oldukları söylenilemez. Bugüne kadar gösterdikleri belediyecilik anlayışının özünde halkın çıkarı, şehrin çıkarı adına en küçük bir kırıntı dahi bulunmamaktadır.
\n\nSöz gelimi, Malatya AVM parka verilen işletme ruhsatının, Malatya ve Malatya halkına getirisi nedir? İmar yolsuzluğunda belediyeye bağışlanan sahte tapıların ve karşılığında verilen çok katların şehre katkısını nasıl açıklayacaklar? Son 6 senedir, Beylerderesi ile Battalgazi kavşağı arasında kısır döngü haline getirilen çalışmaların kime ve hangi şekilde faydası olduğu söylenebilir.
\n\nHesap vermeyen, kapalı kapılar arkasında, kapalı zarfların içinde ki rakamlarla ilgilenen bir belediyecilikle karşı karşıyayız.
\n\nEğitime , kültüre, ahlaka, spora, sosyal belediyeciliğe sıfır katkı sunan bir belediyecilik anlayışıyla karşı karşıyayız.
\n\nKendilerinden olanlara sonsuz kredi açabilecek kadar cömert, kendilerinden olmayanlara kutsal savaş açacak kadar gözü kara.
\n\nPeki bu güçleri nereden geliyor?
\n\nTürkiye ileri demokrasinin pedalını çevirirken, neden bu adamlar geri vites zinciri olmayı tercih ediyorlar.
\n\nElbette ki yapılan adaletsizlikler, haksızlıklar bu şehrin rotasına zerre kadar zarar vurmayacaktır.
\n\nMalatya yine Malatyadır.
\n\nAma unutmayalım ki şimdi zirveler de kar gibi gördüklerimiz, yakın bir gün doğumunda ayaklarınızın altında akan çamurlu sular olarak, layık oldukları yere gideceklerdir.
\n\nDevir, her zaman aklını başa devşirme devridir.
YORUMLAR