Malatya'da ki Paralel Yapılanma

Malatya’da ki paralel yapı

17 Aralıkta yaşanan olaylar gösterdi ki, bazı karanlık yapılanmalar devletin içinde elini kollunu sallayarak, kendilerini yegane güç ilan etmişler. Ve öyle ki , ülkenin başbakanını devirecekleri  hülyasına kapılmışlar. Yaşananlar bu kadar vehim işte.

Müslümanların tarihten gelen bazı sayrılıkları vardır. Bu hastalıkların başında ise güven gelmektedir. Her Müslüman, kendisini Müslüman olarak beyan eden kişiyle, kardeşlik hukukuna erişir. Saddam kardeş, Beşir Eset Kardeş, Mussi Kardeş, F G kardeş işte bu gerekçelerle aramızda boylanmışlardır.

Başbakana düzenlenen derin komplonun arkasında F.G Kardeşin bulunması doğrusu bana hiç tuhaf gelmedi. 2007’den itibaren kendi çevremde avazım çıktığı kadar bağırmama rağmen sesimi en yakınımdakilere bile duyuramadım. Çünkü, onlarda kardeş demişlerdi bir kere.. Ak Parti Malatya milletvekillerinin, meclis bürosunda, zaman gazetesine abone bulma çabasının arkasında yatan endişeyi merak etmiyor değilim.

Halbuki,  Osmanlıyı yıkanda bu sözde biraderler değil mi?

Devlet içersinde paralel yapılanmaya giren sadece FG kardeş değil, başka biraderler de var. Her şehrin kendine özgü yerel yapılanması içinde duruma göre vaziyet alan bu sözde cemaatlerin  bir an önce tasviye edilmesinden yanayım. Bu tür paralel yapılanmaların en çokta İslam’a zarar verdiklerini söylemeye gerek bile yok.  Üstelik bu biraderler takiyye bakımından büyük biraderlerine öykündükleri besbelli. Söz gelimi, Özel okullar, Dershaneler, göstermelik STK üyelikleri de işin cabası. Her şehirde mantar gibi türeyen bu paralel yapılar daha çok yerel yönetimlerde iş tuttukları ise aşikar.  Bunu Malatya’dan da biliyoruz.

Türkiye de bir iKi milyon kişiyi sokağa döken Gezi olaylarının temelinde, yerel yönetimlerin ranta dönük çabası olması tesadüf olabilir mi? Tayyip Erdoğan’ın düşmanlarından çok, dostlarını masaya yatırmanın daha doğru olacağına inanmaktayım.

30 Mart seçimleri gösterdi ki, F.G kardeşin gücü medya ve bürokrasi içinde. Oysa bugün yerel yönetimleri ahtapot gibi saran yapının F.G hareketiyle hiçbir ilgisi yok. Bağımsız, fevri, yolunu yitiren bu paralel yapıların tek amacı var, ekonomi. 2001 yılında cepleri delik olarak girdikleri Ak Parti kapısından bugün Karun gibi çıkmaktalar. Servetlerine servet katarken tek yaptıkları şey ise başbakan Erdoğan’ı methiyeler düzmek.

Hükümetin konuyla ilgili daha objektif ve sağlıklı kararlar vererek, halk iradesi üzerine sinmiş tüm paralel yapılarla mücadele etmesidir.

Türkiye ancak o zaman huzur ve barış ülkesi olur..

Süleyman Soylu’nun Ak Parti içerisinde revizyon çalışmalarında sadece F.G yapının değil, diğer paralel yapıları da kapsayacak şekilde genişletmesi durumunda başarılı olur. Aksi takdirde, F.G' den dolayı doğacak boşluğu diğer bir paralel yapı kapatacaktır.

Zaten bir anda F G’e karşı  başlatılan linç girişiminin önünde arkasında çok şeyler olduğu da besbelli değil mi?

Tayyip Erdoğan gibi bir vizyon sahibi lideri, Türkiye için ve yaşadığı dünya için bir şans haline getirmek yerine, kişisel hesaplarına kapak yapanlara söyleyecek bir çift sözümüz olacak. “ Milletin yakasından düşün artık.  Dört yüz yıldır, şu maske bu maskeyle milletin iradesine ipotek koyduğunuz yetmedi mi?