Türkiye’de bir kesim, ezber üzerine geliştirdikleri bilgilerin yerine yenisini koyamayacakları endişesinden yola çıkarak, keskin önyargılar yarattılar.
\n\nBu kesimin sağcı veya solcu olmakla da uzaktan yakından hiçbir ilgisini bulunmadığı da gün gibi aşikardır. Burada söz konusu olan sadece ezberdir.Ve bu ezberlerin sapsağlam kalmasıdır. Halbuki evrende böyle bir dünya yok.
\n\nGazetelerde sekiz sütün hukuktan, hukuk devletinden bahseden bir zihniyetin ayı zamanda hukuk anlamına gelen şeriat kelimesinden idam hükümleri çıkardığı dönemleri daha dün gibi hatırlıyoruz. Şeriatın İslam hukuku anlamına geldiğini dem vuran bu anlayışın, tepeden tırnağa Hıristiyan hukuk anlayışına yönelmesi ise hiçbir zaman anlaşılmadı. Şimdi aynı tartılma Osmanlıca için başlatılmakta. Türkçenin hem Latin alfabesiyle, hem de arap alfabesiyle yazılıp, okunur olması güzelliğinden neden rahatsız oluyoruz. Güzel dilimizin Göktürk, Latin, Arap ve hatta başka alfabelerce yazılıp okunması müthiş bir güzelliktir. Dünyada başka bir dil daha var mı, kendi alfabesi dışında yaşayan. Hatta internette kullanılan dilin dahi, Türkçe olacağına dair de bir çok olumlu tartışmalarda kulağımıza gelmişti.
\n\nİslamın korkulacak bir din olmadığını tüm dünya bilir. Nedense içimizde bazıları söz konusu İslam dini olunca, buradan korku malzemeleri üretmekten zevk aldıklarını görmekteyiz.
\n\nİktidar partisiyle muhalefet partileri arasında süren günü birlik tartışmalar içine sığmayacak kadar büyük ve önemli meselelerdir, bunlar.
\n\nBugüne kadar akademik çalışmalarda elde edilen sonuçlar hiçte memnuniyet verici değildir. 600 yıllık bir medeniyet hazinesi göz önündedir.Sadece Alfabenin şekli nedeniyle dokunamıyor, hissedemiyoruz. Sadece bu nedenden dolayı bilse olsa, Osmanlıca denilen dilin önünü açıp, genç dimağlara medeniyete açılan kapının anahtarını temsil etmeliyiz.
\n\nKemal Atatürk döneminde yapılan devrim ve reform hareketini yeniden tartışmaya açmak süreci çıkmaza götürmek olur. Bugün yapılan devrim ve reformlar elbette maziden bağımsız değildir. Sebep sonuç ilişkisi bakımından kıymet verilmelidir.
\n\nBugün okullarda ders olarak konulmak istenilen Osmanlıca ile, dün yapılan dil devrimi arasında derin bir fark vardır. Bazı kesimlerce abartılan dil devriminin korkunç sonuçları olmuştur. O gün için sadece yaşayan 15 milyon insan bir gece de okur yazmaz bilmez durumuna geldiği kabul edilirse, fecaatte anlaşılmış olur.
\n\nKesinlikle şanlı tarihimize, kültürümüze sahip çıkarak hayırlı evlat yetiştirmek için yaşamış ecdadımıza layık olduğumuzu göstermeliyiz. Bunun ilk yolu da, Osmanlıcayı bellemekten geçmektedir.
\n\nAncak bu şekilde 600 yıllık bir hazinenin kapısını açarak, gülümseyen bir nesil yetiştirebiliriz.
\n\n\n\n
YORUMLAR